SEO’nun altın kuralı çok içerik değil düzenli gelişen içeriktir. Örneğin kahve ile ilgili bir site açtınız. Site haritası, kodlaması, alan adı, sunucu hızı vesaire her şey SEO için uygun. Kahve ile ilgili sitenizi hazırladıktan sonra konuyla ilgili elinizdeki 100 tane makaleyi siteye yazmaya başlayalım.
Herzaman söylediğimiz gibi (Kopya içerik yok!)
Bunların hepsini bir anda siteye koyarsanız yarışmalarda yanlış cevap verildiğinde duyulan o sert sesi ya da akbiliniz bittiğinizde sizi karşılayan korkunç sesi duyabilirsiniz.
Bir siteye bir anda 100 tane makale eklemek Google benzeri arama motorları için hiçbir anlam ifade etmez.
SEO yapacaksak bunları azar azar belli zaman periyotlarına yayarak siteye eklemeliyiz. Örneğin günde 10 makale, 5 tanesi gündüz 5 tanesi akşam şeklinde olabilir. Bu Google benzeri arama motorları için şöyle bir kanı doğurur.
Bu site canlı ve hayatına her gün nefes alarak devam ediyor.
Siz makaleleri ne kadar yayarsanız arama motorlarının sizi takibi o kadar yayılacaktır. Örneğin haftada bir yazıyorsanız arama motorları haftada bir sitenize uğrar.
Örneğin saatte bir ekliyorsanız arama motorları saatte bir sitenize uğrar.
Tabi her gün 100 yazı eklerim diyorsanız o başka.
Ancak SEO için olmazsa olmaz bir faktör daha burada devreye giriyor.
Makalelerinizin içeriği;
Eğer elinizdeki makalelerde geçen yazılar özgün değilse, sağdan soldan kopyalanmış yazılarsa Google benzeri arama motorları için kopyacı öğrenci statüsünden yukarı çıkamıyorsunuz. Her zaman için bu tarz paylaşımlar yaparak yazının ilk sahibine prim kazandırırsınız. Bu yüzden makalelerimizi özgün olması çok önemli.
Ayrıca hangi kelimede üstlerde yer almak istiyorsak o kelimeyi makale içinde vurgulamamız çok önemli. Tabi saçmalamamak şartıyla.
Sadece arama motoru beni indekslesin diye bekleyen kelimelerle dolu makaleler de maalesef artık tespit edilebiliyor.
Bu yüzden içerik eklerken mümkün olduğunca dikkat edin.